Dr.Nalan abla radyolog raporunu alır almaz " Burada canımı sıkan bir şey var , biyopsi yapmamız gerekli "dediğinde yüreğim pır pır etmeye başlamıştı bile. Hemen yarın biyopsi yapalım dediğinde eşim tüm iyi niyetiyle işlerimizi de düşünerek " Yarın değil de hafta sonuna mı bıraksak Nalan abla" demişti.
Evet belki hamilelikte normaldi böyle şeyler ama önemli olan sağlıktı.
Her şeyden önce sağlık gelir diyerek çarşamba günü için randevumuzu almıştık bile.
Çarşamba günü için rapor almıştım. O sabah eşimin teyzesine sabah kahvesi davetine bile gitmiştim kafa dağıtmak için.
Aklıma kötü şeyler gelse bile hepsini kovalıyordum zaten zihnimden.
Hamileyim ya böyle gereksiz şeyleri boş yere düşünerek üzmemem lazım hem bebeği hem kendimi.
Hamileyim ya sanki hiç kötü bir hastalık gelmeyecek gibi bir anlaşmam var Allah'la.
Biyopsi saati yaklaşıp evden çıktığımızda Çınar'ın anne gitme diye ağlamaları hala kulağımdadır.
Hastaneye vardık. Biyopsi için işlemleri bekledik ve sıramın gelmesini bekledik.
Büyük bir heyecanla odaya girdiğimizde ablamı ( eşimin ablası) dışarı çıkartmaya çalışsalarda ablam inatla bende yanında olmak istiyorum diye diretti. Kibarca ameliyatlarda nasıl kimseyi almıyorlarsa bununda böyle bir şey olduğunu düşünün diyerek suratına kapıyı kapatıverdiler.
Oldukça gergin ve meraklıydım. Kızıma zarar gelmeyeceğinden emindim ama yine de ne yaptıklarını dikkatle izliyordum.
Ultrasonla şüphelendikleri kisti bulup işaret koyduktan sonra parça alma işlemini yapacaklardı.
Önce işaretlediler sonra lokal anestezi yaparak bir kesik açmış olmalılar ki ben acıyı hissederek irkildim. Hissediyorum diyince bir iğne daha yaptılar. Sonrasında ise kistten parçayı almak için tek vuruşluk atışı yaptılar.Biyopsilerde kural olarak 2 ayrı parça alınması gerekmekteymiş. O yüzden bir atış daha yapıp bir parça aldılar. Parça derken aslında bir sıvıdan ibaret kendileri.
Operasyon tamamlanınca kapıyı açıp ablamı içeri davet ettiler. Ablam gözyaşlarını tutamayıp bana sarılınca yeterince gergin olan bende gözyaşlarıma engel olamadım. Ağlanacak bir şey yoktu halbuki ama o stres o heyecan hepsi birbirine karışmıştı.
Hatta ne mutlu ki bize , bizi öyle sarmaş dolaş gören hemşireler bizi kardeş sandılar ama kardeş değil de gelin-görümce ikilisinden olduğumuzu öğrendiklerinde gıptayla baktıklarını görmek bizi de ayrıca mutlu etmişti.
Biyopsinin bitip hastaneden ayrıldığımız vakit Dr.Nalan abla da bizimleydi.
Aklımda deli sorular vardı ama nedense dile getirmeye korkuyordum.Sonra bir anda " Nalan abla diyelim ki sonuç kötü çıktı hamileyken yapılacak bir şey var mı" diye sordum ama ablamda bir yandan Allah korusun diye mırıldanıyordu.
Tıpın çok ilerlediğinden 24. haftadan sonra bebekle beraber kemoterapi görülebileceğinden ama hamilelikte çok rastlanır bir durum olmadığından falan bahsetti kısaca ama ne de olsa herşey temiz çıkacaktı . HAMİLEYİM YA ANLAŞMAM VAR ALLAH'LA...
Nalan abla patalojinin o hastanede değilde çok güvendiği başka bir labarotuar merkezinde yapılmasını istemişti.Elime küçücük bir poşetle teslim etmemiz gereken laboratuar merkezinin kartını da tutuşturdu.Ertesi gün yani perşembe günü biyopsi parçalarını eşim laboratuara teslim etmiş ve cuma günü saat 16.30 da çıkacak sonucu merakla beklemeye başlamıştık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder