1hayat3melek / instagram
Resim kaynak : www.joojoo.me

20 Temmuz 2014 Pazar

Allah'a Emanet

 
Geceleri artık doğru dürüst uyuyamıyorum.
Gündüzleri ise 3,5 yaşındaki oğlum fırsat verdikçe ufak ufak şekerlemeler yaparak geçiriyorum.
 
Yine sabahın 04.00 ünde uykumun kaçtığı ve sadece 3 saat uyuyabildiğim bir gece...
Eşimin alarmından önce davranıp onu uyandırıyorum.
 
Mis gibi demlenmiş çayımızla birlikte kahvaltımızı ettikten sonra onu işine yolcu ediyorum.
08.30 gibi de oğlum uyanıyor. Onunda kahvaltısını veriyorum ve tv seyretmeye başlıyoruz.
Ama ben hem uykusuzluk ve hem hamileliğin vermiş olduğu rehavetle 3,5 yaşındaki çocuğumu ve yaşayabileceği tehlikeleri yok sayarak uykuya esir oluyorum.
 
Oğlumun beni uyandırma çabalarını ise hayal meyal hatırlıyorum.
 
Akıllı oğlum sonunda beni uyandırmaktan vazgeçiyor ve odasına gidip oyuncaklarıyla oynamaya başlıyor ama ondan da canı sıkılmış olacak ki cep telefonumu alıp bir kaç tanıdığımızı ve eşimi arayıp " Annemi uyandıramıyorum ve artık benim canım sıkıldı, gelin beni alın " diye haber veriyor.
 
Kapının çalışıyla fırlıyorum tv karşısındaki koltuktan.
Gelen 3 bina ötemizde oturan eşimin ablası.
Çınar'ı almaya geldim diyor.
Uyku sersemi şaşırıyorum tabi.
Çınar babasını arayınca eşim halimi tahmin edip hemen ablasını arayıp Çınar'ı almasını rica ediyor.
 
Bu küçük gibi gözüken ama aslında büyük tehlike içeren hikayeyi hatırladıkça böyle akıllı bir oğlum ve böyle düşünceli bir babamız olduğu için ise Allah'a bir kez daha şükrediyorum.
Başımıza gelebilecek kazalardan koruduğu için ise binlerce kez...
 
Not : Bu hastalık karşısında ne kadar dik, güçlü olursanız olsun sevdiklerinize ve desteklerine çok ama çok ihtiyacınız var.Ama sadece telefon ile "nasılsın" yada kapıdan bir merhaba denmeye değil maalesef.
 
Belki çat kapı bir ziyarete, belki bir demet çiçeğe , belki bir tas yemeğe belki de emrivaki yapılıp dışarda bir kahve içmeye...
 
Unutma sevgi emek ister...
 
Ve bu sıkıntılı günler dostlara, sevilenlere uzatılmış olan merdiven gibidir.
Kimileri o merdivenden koşa koşa yanınıza gelir kimileri ise uzaktan uzağa bakmayı tercih eder...
 
O merdivenden koşa koşa sevdiklerinizin yanına giden insanlardan olmanız dileğiyle...

3 Temmuz 2014 Perşembe

Bu Hastalık Başına Çorap Örmeden Önce...

 Kafalarımıza çorapları geçirmemizden 2 gün sonra kafamda şimşekler çakıyor...
Madem kimse saçlarını kazıtmayı aklının ucundan geçirmiyor öyleyse şu çorapları bir kafalara geçirtip dikkat çekmek daha da doğrusu saçlarının dökülmesini bekleyen bir kadının neler yaşadığının binde birini hissettirmek geliyor aklıma...

Bu çorabı bile kafasına geçirirken aynanın önüne geçip dakikalarca kendini güzel göstermeye çalışan , kusurlarını gizlemeye çalışan insanları gördükçe , bu hastalıkla mücadele edip saçlarına elveda demek zorunda kalan benim gibi tüm hastalara üzülüyorum.

Ama yine de bizi anlamalarını beklemiyorum...

Arkadaşlarıma haber yolluyorum.Şimdi bana destek insanlara ise farkındalık vakti diye... Bazısı yolluyor bazısı ise belki de deneyip resmini beğenmeyip bana bile yollamıyor. Ya da daha kötüsü oralı bile olmuyor...

O günlerde yüreğinin güzelliği yüzüne , sesine yansımış sevgili Nonim bana slogan bulmamda ve farkındalık yaratmamda en büyük desteği sağlıyor.

" Bu hastalık başına çorap örmeden önce kontrollerini yaptır"

Sloganımızı beraber buluyoruz sevgili Sibel'cimle....

Eşimden dostumdan çorapla çekilmiş resimler gelmeye başlıyor. İnstagramda 1-2 resim yayınlamaya başlıyorum.

Sibel ise Çorap Kampanyası resimlerimizi blogunda , instagram hesabında paylaşıyor.Ben keza öyle derken galiba tam da istediğim oluyor.

Çorap kampanyamız medyanın dikkatini çekiyor.