1hayat3melek / instagram
Resim kaynak : www.joojoo.me

14 Nisan 2014 Pazartesi

Süpriz...


"Allah sana sıkıntı, bela vermişse tefekkür et.
Bu yanına yaklaştırmak istediği dostlarına uzattığı bir merdivendir."
 
Hastalığımı, ameliyatımı duyar duymaz hemen bir uçak biletini ayarlayıp sırf benim için Antalya'dan gelen bir dost...
Tuğba'm...

Geçmişiz mi?
Sadece 8 ay.

Heyetten çıkacak kararı beklerken beni yalnız bırakmayan iki can dostum Pınar ve Tuğba...
O cumartesi günü sabahtan kaçırıyorlar beni.
İlk önce bir cilt bakıma sonra ise yemek yemeye.
Sonra da versin elini fokur fokur dedikodu kazanı...

"Akşamda kız kıza bir şeyler yapsak ya" diyorlar.Bende eşimi ve oğlumu düşünerek "Çok isterim ama sabahtan beri beraberiz , Seyit bu işe ne der bilmiyorum" diyorum.

Pınar'ım hemen atlıyor "ben konuşurum"

Arıyor "Seyit biz Nuray'ı kaçırıyoruz ama kaçırmadan önce de izin alalım dedik akşam da Nuray'la beraber bir yemek yiyelim hatta Nuray'ı pavyona mı götürsek mi acaba diye düşünmüyor değiliz" diye kıkırdıyor.

Sonra Eşim beni istiyor telefona ,
"Neden sen konuşmuyorsun benimle diyor ?" sevimli bir fırçayla...

"Sabahtan beri dışardayım ya canım yüzüm yok söylemeye" diyorum bende.

"Nasıl mutlu oluyorsan canım , bizi merak etme sen biz iyiyiz, hadi bak keyfine iyi eğlenceler" diyor.

Bir kere daha mutlu oluyorum bir kere daha şükrediyorum Allah'a bu adamı sevdim diye...


Pınar tutturuyor "Benim yarın önemli bir görüşmem var kuaföre gitmem gerek" diye.
Sizde gelin diyor ama "ben daha 2 gün önce buradaydım bir daha sokma beni buraya" diye hemen yan çiziyorum.

Bizde Tuğba'mla civardaki bir dükkanda girip alışveriş yapıp Pınar'ı almaya gidiyoruz.

Pınar'ın bir arkadaşını daha görüyorum kuaförde. Hatta ikisi birden ful makyaj saçlar yapılmış.

Şaşırarak Pınar'a "Akşam nereye gidiyoruz kuzum" diyorum göz kırparak.
"Bir göz makyajı yap dedim kıza o da aldı gözümü çıkarttı " diyor bir yandan makyajını silerek.

"Aa sende yaptırsana saçlarını" diyor. "Yok be kuzum " diyorum uzaklaşıyorum yanından.

Bu sefer de Zeyno'ya sataşıyorum "hayırdır nereye" diye...
Liseden arkadaşlarla buluşucaz  diyor....
Ohhh diyorum...

Arabaya biniyoruz.
Nereye gidiyoruz diyorum Pınar'a...
Orası mı burası mı diye düşünürken "tamam buldum bana bırak" diyor...

Dolanıp duruyoruz arabayla...Bu arada da Tuğba delisinin başlattığı bir akımı hayata geçiriyoruz...

Müziğin sesini sonuna kadar açıp şarkıya eşlik edip bir yandan da videoya çekmeye başlıyoruz.
Şarkılar da Ankara'nın bilmem nesi...sonra türk sanat müziği vs...

Ne eğleniyoruz...
Sonra da hop paylaşıyoruz whatsupta kurduğumuz grupla...

Ne geyikler ne geyikler...

Sonunda varıyoruz restauranta...
Arabadan tam inecekken o hafta işyerinden ayrılmış bir arkadaşımızı görüyorum cam kenarında.
Herhalde veda yemeği yaptılar kendi aralarında diyorum.
Neyse bir selam verip geçeriz yanlarından diyorum.

Restauranttan içeri girer girmez kapıda karşılıyor garsonlar bizi.
Rezervasyonunuz var mıydı diye?
Pınar hemen evet arkadaşlarımız orda bekliyor diyor ve ben daha neyin ne olduğunu anlamadan kolumdan tutup beni bekleyen masaya doğru götürüyor.

Bir sürü tanıdık yüz.
Ne işleri var burada diyorum.
İnanamıyorum ki...

Beni görünce hepsinin yüzünde kocaman bir gülümse...
Ben ise mutluluktan gözyaşları dökmekte...

Eşim , kardeşlerim ,çocukluk arkadaşlarım , işyerinden yıllarca önce ayrılmış iş arkadaşlarım , çalışma arkadaşlarım ,yöneticilerim , genel müdürümüz , emekli olmuş yöneticilerim bile hepsi bir arada...

Benim için.

Yalnız değilsin ,hep beraber atlatacağız diyor hepsi kocaman yürekleriyle...

Şükrediyorum...

Ben bu kadar insanı toplamak için ne yaptım ki diyorum...
İç sesim cevap veriyor...
Sevdin...
Hem de tüm içtenliğinle...


Güzel geceden ayrıca notlar,

  • Hastalığımı öğrenmeden önce omuzlarımdaki saçımı kısaltsam mı kısaltmasam mı diye düşünüp duruyordum. Sonra hastalık gelince , galiba her kadının yapacağı gibi soluğu kuaförde aldım. Aklımdan kazıtmak geçse de ancak küt model yaptırmaya cesaret edebildim. Sonrasında ise 2 kere daha kuaföre gidip biraz daha kısalttım. İnstagramdan takip edenler görmüşlerdir beni :)Hatta hiç unutamam kuafördeki arkadaşla şu konuşma bile geçti.Saçlarımı keserken beni hem ağlarken hem de telefonla yazışırken görünce gülerek "Kiminle kavga ediyorsun" diye sordu...Bende hiç tahmin edemeyeceği ,hamile bir kadına konduramayacağı bir cevabı verdim..."HAYATLA"...."

  • Bu organizasyonun benden habersiz planlandığı ve bu e-postaların patrona bile düştüğü o hafta patronum hastanede bana "Nuray ne şanlısın Pınar gibi bir dostun var " diyor. "Evet çok şanslıyım bu devirde çok nadir böyle insanlar" diyorum. "Ama sende çok sevilen bir kızmışsın onu anladım" diyor. "Nerden anladınız" diyorum. "Kaç gündür bir sürü e-mail dönüyor" diyor. Çakmıyorum bir şey.

  • Yine o hafta genel müdürüm arıyor "Nasılsın" diye...Sonra da "Pınar bize öyle bir e-posta yollamış ki Nuray , kayıtsız kalmak mümkün değil ama özellikle de içinde sen olduğun için " diyor. Hoşuma gidiyor. Hemen Pınar'a bir mesaj atıyorum "arkamdan ne işler çeviriyorsun" diye."Ne biliyorsun onu söyle "diyor cevabında.Bende "sadece arkamdan işler çevirdiğini biliyorum " diyorum. "Tühhh ya ben onları tembihlemeyi unuttum" diyor üzülerek ama yine de kendini akıllı zanneden Nuray hiçbir şey  çıkartamıyorum bu işten.

  • Restauranta giderken yeni doğum yapmış bir arkadaşım arıyor. "N'olur kusura bakma gelemedik" diyor. Ben de "Asıl sen kusura bakma,  kendi telaşıma düştüm bende gelemedim " diyorum. Kapatıyoruz. Sonra tekrar arıyor. Böyle şeyler söylenmez ama sana ulaşsın diye özellikle söylüyorum sana bir hediye yolladık diyor. Mahcup oluyorum.Ofise gitmiştir herhalde oradan aldırırım deyip teşekkür ediyorum...Hiç bir şey çakmıyorum.

  • Restauranta vardığımıza cam kenarında gördüğüm arkadaşların telaşına düşmüşken ben asıl bombayı görememişim. Abim o sıra da kapıdaymış ve beni görünce yanıma gelmek istemiş ama Cadı Pınar onu hemen saklamış...Kendini çakal zanneden ben yine anlamıyorum.

  • Bu arada kuaförde gördüğümüz hani lise arkadaşlarıyla buluşacağım diyen Pınar'ın arkadaşı  Zeynep var ya o da beni bekleyenler arasındaydı :).... Tam tiyatrocu bunlar...

  • O kadar kalabalığız ki benden sonra da sevdiklerim gelmeye devam ediyorlar. Gelenler bizim için rezervasyon yapılmış masalara sığmıyor artık. Ben ise o kalabalığı gördükçe ağlamak istiyorum. Bu arada masaya ilk geldiğimde sevinç gözyaşlarımı tutamadığımı ve kalabalığı gören meraklı garsonlardan biri arkadaşım sandığı ablama "Gelin hanım ağladığına göre bekarlığa veda partisi herhalde " diyor. Ablamda gülerek cevabı yapıştırıyor " Ne bekarlığa vedası görmüyor musun karnında bebek var" diyor...(Sosyete de böyle evlenmeler moda olsa da bize ters :)

  • Ve son olarak ; Bana hiç belli etmeden tüm bu insanları bir araya getirmek için bu güzel geceyi organizasyon etmiş Pınar'ıma önce koca bir teşekkür sonrasında da bir fırça gitmezse olmazdı...
          "Ne adisin sen ya...Kendi saçlarını , makyajını yaptır beni de buraya böyle getir..."



Biz seninle hep bir elmanın yarısı gibiydik.
Hep birbirimizi tamamladık.
Hep dürüst olduk.
Olaylar karşısında sen hep dimdik durdun ben ise gözyaşı dökerek.
Sen bana mantıkla düşünmeyi öğrettin ben ise sana duygularla...
Göremediğimiz, bakmasını bilmediğimiz pencereler açtık birbirimize.
Hem de ardına dek...
Sonra zamanla anladık ki,  
Her zaman ya körü körüne mantık yada duygular mutlu etmiyormuş insanı.
Bu hayatta mutluluğa giden yolda , biraz mantık biraz duygu olmalıymış...
İşte o yüzden diyorum ya
Biz bir elmanın yarısıyız seninle.
Ve sen...
Coşkulu ,güçlü , koca yürekli ve bu devirde can dostum denilmeyi çoktan hak etmiş nadir insan...
Hep CAN DOSTUM kal...

5 yorum:

  1. Ahh ne kadar güzel yürekli bir arkadaşın var Nuraycığım, Pınar Hanım'ın bu organizasyonu gerçekten takdire şayan! Yüreğine sağlık! Ne kadar şanslısın çevreni böyle güzel yürekli insanlar sarmış, o kadar dua alıyorsun ki eminim bu duaların gücüyle ve seni sevenlerin sevgisiyle bu hastalığı yeneceksin sen! Sımsıkı sarıldım sana güzel hamiş anne!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgi dolu Noni'cim benim. Sevgi ve dua...İnşallah bu güzel duygular sayesinde bu hastalıktan kurtulacağım.

      Sil
  2. bir çırpıda okudum tüm yazılarınızı. Çok denedim ama gözyaşlarıyla okudum 11 aylık bir kuzunun annesi olarak. Hem de sizin kuzu gibi erkek :) Allah yardımcınız olsun. Ne kadar güzel insanlar var etrafınızda. Ne kadar şanlı bir kulsunuz. Gerçekten karnınızdaki melek sizi kurtarmaya gelmiş. İnşallah kendisi de sağlıkla dünyaya gelir ancak önemli olan 3 yaşındaki melek. Güçlü bir kadınsınız bence, ben yazılarınızdan bunu hissettim. Arkanızda da dağ gibi bir eş var. Ben o kadar inanıyorum ki bu hastalığı yeneceğinize, o kadar hissettim ki kalbimin en derinliklerinde sizinle de paylaşmak istedim bunu. Bu kadar sevgi dolu bir hayat geçiren insan her şeyin üstesinden gelir bence. Ben sizi hiç tanımadan size inandım, etrafınızdaki herkes size inanmış, siz de lütfen inanın kendinize ve verin bu sınavı alnınızın akıyla. Sevgiyle kalın...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnanmak yolun yarısı zaten.Allah'tan gelen bana o kadar çok mesaj var ki...Bana sadece inanmak ve bu hastalığı atlatmak düşüyor.

      Sil
  3. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil